SEVERİM BEN SENİ CANDAN İÇERİ


Severim ben seni candan içeri,
Yolum ötmez bu erkandan içeri.

Nere varır isem gönlüm dolusun,
Seni nerde koyam bundan içeri.

Beni sorman bana, bende değilim,
Suretim boş gezer dondan içeri.

Beni benden alana ermez elim,
Kadem kim basa sultandan içeri.

Tecellîden nasip erdi kimine,
Kiminin maksudu bundan içeri.

Kime dokunduysa o dost nazarı,
Onun şulesi var günden içeri.

Senin aşkın beni benden almışken,
Ne şirin dert bu dermandan içeri.

Şeriat, tarikat yoldur varana
Hakikat, marifet ondan içeri

Süleyman kuş dilin bilir dediler
Süleyman var Süleyman'dan içeri

Sülûk seyir eden aşkın erine,
Nice mezhep olur dinden içeri.

Dinin terkedenin küfürdür işi
Bu ne küfürdür imandan içeri

O bir dilberdir ki, yoktur nişani,
Nişan olur mu nişandan içeri.

Meğer Yunus gözü tuş oldu dosta,
Ki kaldı kapıda ondan içeri.

Yunus Emre


(Şiirin aslı)

Severem ben seni cândan içerü
Yolum ötmez bu erkândan içerü

Nere varurısam gönlüm tolusın
Seni kanda koyam bundan içerü

Beni sorman bana bende degülem
Sûretüm boş gezer tondan içerü

Beni benden alana irmez elüm
Kadem kim basa sultândan içerü

Tecellîden nasîb irdi kimine
Kiminün maksûdı bundan içerü

Kime dokundısa ol dost nazarı
Anun şu‘lesi var günden içerü

Senün ‘ışkun beni bende alupdur
Ne şîrîn derd bu dermândan içerü

Şerî‘at-Tarîkat yoldur varana
Hakîkat-Ma‘rifet andan içerü

Süleymân kuş dili bilür didiler
Süleymân var Süleymân'dan içerü

Sülûk seyir iden ‘ışkun erine
Niçe mezheb olur dînden içerü

Dînin terk idenün küfürdür işi
Bu ne küfürdür îmândan içerü

O bir dilber durur hîç yok nişânı
Nişân olur mı nişândan içerü

Meger Yûnus gözi tuş oldı dosta
Ki kaldı kapuda andan içerü

Yunus Emre

Derleme ve yorum: Zeki Çağlar

17 yorum:

Adsız dedi ki...

Allah rızası için kim bir harf yazarda emek sarfederse fazlası ile karşılık bulur inşallah. teşekkür ederiz. sevgilerimle,

Adsız dedi ki...

Süper

Adsız dedi ki...

múkemmel şiir

Adsız dedi ki...

Cok guze

Adsız dedi ki...

İnsanın Ruhundanmı bahsediyor acaba

Ahmetkpln dedi ki...

Yunus söylerse güzel söyler.

Unknown dedi ki...

Şiiri anlamak için nefsin en azından mutmayne makamına yükselmek lazım.. Zaten yunus emre de onu der bi başka şiirinde derki; Dil sevgisiyle olmaz Aşk ile yanan gelsin..

Adsız dedi ki...

sa. Yasin 36 demiyor mu yeryüzünde bütün her §eyi ve nefislerinizden olanı yaratan Allah subhandır. Uyanık kaldığımız sürece ben yani nefsim fizik alemdedir. Uyuduğum veya bayıldığım zaman ben yani nefsim başka alemdedir. Fizik alemde fizik vücut içinde ikinci benim uyur. Fizik benim uyuduğu zaman da ikinci benim uyanıktır. Allah razı olsun.

wt eses dedi ki...

Valla benim anladığım Yunus Hocamdan bir ben vardır benden içerü dediği şey ruh.Dişi olan nefsin tasallutundan kuran, zikir ve salih amel ile kurtuldukça artık ruh kuvvetleniyor ve veledi kalp doğuyor.Yani birinci makam olan sadr makamından yani nefsi dönse eden geçip kalp makamına geçiyor. Kalp makamına varınca kucağına rüyada veya misal aleminde çocuğu veriyorlar. Ardından zikre sabah akşam devam ettikçe ettikçe bu sefer çocuk büyümeye başlıyor.Kalp değişiyor yavaş yavaş fiziki emarelerde oluyor.

wt eses dedi ki...

Fiziki emare derken kalbin böyle iğne batar gibi her yönden hissi,ardından zikirde, namaz sonrası duada hiç bilmediğin sözlerin, duaların, manalı manalı sözlerin sen farkında olmadan dudaklarından çıkması, artık kıt akıllı aklı maaş gitmeye başlamış, ikram edilen Aklı mead e tebdil olmaya başlamıştır.

wt eses dedi ki...

İşte özellikle zikirle dersini almış ruh artık konuşmaya başlamış, zikirle sabah akşam ölüden diriyi çıkarmaya başlamış, gözündeki perdeyi ikram olarak kaldırmaya başlamışlar, gözün artık keskin olmuş, kitaptan sana ilim vermeye başlamışlar.İşte içimdeki ben ruhun doğup, büyüyüp nefsini gören, Rabbini bilen artık gerçek er olmuş hali .

wt eses dedi ki...

Yunus hocamın nişan dediği de, ölmeden ölenlere , bu dünyada tekrar doğanlara nişan veyahut berat vermeleri.Zikre de ve salih amele devam ettikçe ettikçe Vuslat gecesi veya Mevlananın tabiriyle şebi arusi , kendini düğün gecesinde görme,ardından manada isim ve nişan verme , yani mühür vurma.

wt eses dedi ki...

Yunus hocamın nişan dediği de, ölmeden ölenlere , bu dünyada tekrar doğanlara nişan veyahut berat vermeleri.Zikre de ve salih amele devam ettikçe ettikçe Vuslat gecesi veya Mevlananın tabiriyle şebi arusi , kendini düğün gecesinde görme,ardından manada isim ve nişan verme , yani mühür vurma.

wt eses dedi ki...

Tecelliden nasip erdi kimine deyince hocam zikirde gittikçe gittikçe bu sefer kalp dönüyor, büyüyor, ilham alıyor, aşk denizi,ilim denizi, binbir çeşit renkler, çiçekler, kokular, zaman ve mekanla alakalı vakaalar, hediyeler, işte burda tehlike,tek Maksadın Rabbin olmadımı burda kaldın diyor Hocam bu kıt aklımızca .

Adsız dedi ki...

mustafa ceceli söylüyordu ben ezberlemiştim bunu inşlh. ezberlerim

Erdinç dedi ki...

Bir şeyi vurgulamak istiyorum affınıza sığınarak,
Şöyleki: yunus emre ve nice büyüklerin böyle deruni sözlerini devamlı okuyup ve insanlara bunları anlatıp duran bir sürü insan tanıdım,aralarında, melamilik ismini kullanıp kendilerini melâmi tarikatına, ay efendim yunus ymre yolunda, üveysel karanin yolunda olduğunu söyleyip duran lakin:
Namaza gel dediğinde ise biz namazın hakkını beden ile tam olarak yerine getiremez,hmm peki namazı ne yaparsınız?
Bedenimiz ile namazı kılmayız ruhumuzu camiye, cemaate göndeririz deyip namazı kılmıyorlar bedenleriyle, ruhları ile kılıyorlar mış,
Akşam ezanı okudu bana müsade dediler, nereye diye sorduk?
Yemek yemeye dediler, bizde yemeğe ruhunuzu gönderin dedik onlara!
Noktalıyorum sohbeti,
Yunus emre ve diğer büyüklerimiz
Allahu Teala'nın emrettiği 5 vakt namazı kılmamışlar mı?
Ramazan oruçlarını tutmanışlarmı?
Bu yüce makamlara bunları yapmadan mı gelmişler?
Allahın emirlerini yapmasam,
Hep ağlasam Allah'a olan aşkımdan,
Ahlakımı düzelsem,
Aşkıyle yansam o makamlara gelebilir miyim?
İnsanlar bu zaatları öyle bir anlatım yapıyorlar ki,
Mecnun gibi Allah ile ol!
Sadece Zikir yap,hu de hay, Allah de, beyt oku, şiir oku, ağla,
Sanki onlar namaz oruç kılmadılar gibi anlışılıyorlar,
Anlatıcılar kişilerin anlayacağı gibi anlatmadıklarından dolayı,
Rasulullahın ayakları şişiyormuş sabahlara kadar kıyamda rükûda secdede olduğu için,
Lütfen bu zaatlar düzgün anlatalım,
Rasulullahın aşkından daha yüksek olamaz onların Allah'a aşkı,
Yanlış mıyım?
Hakkınızı helal edin

Unknown dedi ki...

Çok haklısınız Erdinç bey.
Tüm dediklerinize katılıyorum.
Ve şunu da ekliyorum:
İlim ilim ilmektir beyitini yazıp sadece oku öğren manasını demekle olmuyor.
Kalkı ki Alak suresinde de ilk ayeti oku diyor kitap oku diye anlıyor çoğu ve öyle anlatıyorlar.
Belki de kâinat kitabını okuyup anlamak gerekirken sadece cümlelerin geçtiği kitapları bitir manasında kalmak doğru değil diye düşünüyorum. Yunus Emre nin şu ilim ilim ilmektir şiirinin TAMAMINI ve Alak Suresininde sadece ilk ayetlerini değil onun da TAMAMINI okumalarını istiyorum herkesten.
Ve bu mesajın farkına vardığım
YouTube da:
Kırmızı Asa videolarının son videosuna bakmasını herkese öneriyorum tabi anlayarak.
Yanlışım varsa belirtebilirsiniz.
Ben herkese hakkımı helal ettim.
Hakkınızı helal edin.

MÜZİK

Kulaklarımıza hoş gelen ölçülü ve uyumlu seslere müzik denir. Saz, keman, cümbüş, darbuka, klarnet ve piyano vs gibi ögelere de müzik aleti denir. Müzik aletlerinin uyumuyla şarkı veya türkü söyleyen kişiye ses sanatçısı denir.
Eskiden şarkılar ve türküler plaklara kaydediliyor, gramofonlarla dinleniyordu. Sonra da plak çalan pikaplar piyasaya çıktı. Daha sonra teyplerle dinlenebilen kaset devri başladı. En sonunda CD ve MP3 furyası başlayınca kasetlerin papucu dama atıldı. Teknoloji gelişince müzik aletlerini taklit eden orglar çıktı. Cep telefonuyla bile kaliteli videolar çekilmeye başladı.
Ünlü bir ses sanatçısı olmanın yolu tesadüflere bağlıydı. Siz inşaatta harç kararken, tuğla taşırken, demir bağlarken türkü veya şarkı söylersiniz. Sesiniz ne kadar güzel olursa olsun; bir müzik yapımcısının dikkatini çekerseniz ünlü oluyordunuz. Bu da Milli Piyango'da büyük ikramiyenin size çıkması gibi bir şeydi.
Günümüzde ise ünlü bir ses sanatçısı olmanın yolu YouTube'dan geçiyor. Kendinizi şarkı, türkü söylerken videoya çekiyorsunuz ve YouTube'a yüklüyorsunuz. İzlenme sayısında patlama olursa: Ünlü oluyorsunuz.
Düğünlerde şarkı, türkü ve oyun havaları çalan piyanist şantörler bile YouTube sayesinde dünya çapında tanınır oldu.
Ne yazık ki sağlığında değeri bilinmeyen bazı ses sanatçılarımız vefat ettikten sonra YouTube sayesinde ünlü oldu.
Şimdi gelelim esas konuya: Sesiniz çok güzel. Söylediğiniz şarkı veya türkü de güzel. Ama teknik açıdan zayıfsa: Yaptığınız videonun müziği kulakları tırmalar.
Bazı şarkılar, türküler ve onlara ses veren sanatçılar vardır. Bunlar zaman geçtikçe yıllanmış şarap gibi değerlenir. Ama o eserler zamanla aşınır ve o sesi dinlemek zor olur.
Aşınmış eserleri teknik açıdan düzeltmek mümkündür.
İşte bu YouTube kanalı aşınmış eserlerin ses izlerini aslına sadık kalarak onarmaktadır.
Bu YouTube kanalının işi: Kötü olanı iyi, iyi olanı daha iyi, güzel olanı daha güzel yapmaktır.
Teknik açıdan en kaliteli müziği dinlemek, en kaliteli sinema filmini izlemek isterseniz: Lütfen YouTube kanalıma abone olunuz.

YouTube Kanalım İçin Burayı Tıklayın


POPÜLER YAYINLAR


DOST SİTELER

Gitmek istediğiniz sitenin logosuna tıklayınız.











EMEĞE SAYGI

Bu site için harcadığım emeği saygı duymak istiyorsanız, bu sitede verilen bilgileri kendi sitelerinizde kullanırken
adresini kaynak gösteriniz.

Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı