OL KADİR-İ KÜN FEYEKUN
Ol Kadir-i kün feyekun, lütfedici Subhan benim
Kesmeden rızkını veren, cümlelere sultan benim.
Nutfeden adem yaratan, yumurtadan kus türeten,
Kudret dilini söyleyen, zikr eyleyen Subhan benim.
Kimini zahit eyleyen, kimini fasık eyleyen,
Ayıplarını örtücü delil ile burhan benim.
Bir kuluna atlar verip, avrat ve mal çoklar verip,
Hem birinin yok bir pulu, rahm edici Rahman benim.
Benim ebed benim beka, o Kadir ve Hay mutlaka,
Hızır ola yarın saka, onu kılan Gufran benim.
Dört türlü nesneden hasıl, bilin benim işte delil,
Od ile su, toprak ve yel, bünyad kılan Yezdan benim.
Ete deri kemik catan, ten perdelerini tutan,
Kudret işim coktur benim, hem zahir ve ayan benim.
Hem batınım, hem zahirim, hem evvelim, hem ahirim,
Bu cümlesini yaratıp hem tertibi kılan benim.
Yoktur arada tercüman, ordaki iş bana ayan,
Odur bana veren lisan, o denize umman benim.
Bu yeri göğü yaratan, bu arş ve kürsi durduran,
Bin bir adı vardır Yunus, ol sahib-i Kuran benim.
Yunus Emre
(Şiirin aslı)
Ol Kâdir-i Kün feyekûn lutf idici Sübhân benem
Kesmedin rızkını viren cümlelere sultân benem
Nutfeden Âdem yaradan yumurdadan kuş düreden
Kudret dilini söyleyen zikr eyleyen Sübhân benem
Kimini zâhid eyleyen kimini fâsık eyleyen
‘Ayıblarını örtüci delîlile burhân benem
Bir kulına atlar virüp ‘avret ü mâl çoklar virüp
Hem birinün yok bir pûlı rahm idici Rahmân benem
Benem ebed benem bekâ ol Kâdir ü Hay mutlaka
Hızır ola yarın saka anı kılan Gufrân benem
Dört dürlü nesneden hâsıl bilün benem uşda delîl
Odıla su toprag u yil bünyâd kılan Yezdân benem
Ete deri sünük çatan ten perdelerini dutan
Kudret işüm çokdur benüm hem zâhir ü ‘ıyân benem
Hem bâtınam hem zâhirem hem evvelem hem âhirem
Bu cümlesini yaradup hem tertîbi kılan benem
Yokdur arada tercemân andagı iş bana ‘ıyân
Oldur bana viren lisân ol denize ‘ummân benem
Bu yiri gögi yaradan bu ‘Arş'ı Kürs'i durudan
Bin bir adı vardur Yûnus ol sâhib-i Kur'ân benem
Yunus Emre
Derleme ve yorum: Zeki Çağlar
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
MÜZİK
Kulaklarımıza hoş gelen ölçülü ve uyumlu seslere müzik denir. Saz, keman, cümbüş, darbuka, klarnet ve piyano vs gibi ögelere de müzik aleti denir. Müzik aletlerinin uyumuyla şarkı veya türkü söyleyen kişiye ses sanatçısı denir.
Eskiden şarkılar ve türküler plaklara kaydediliyor, gramofonlarla dinleniyordu. Sonra da plak çalan pikaplar piyasaya çıktı. Daha sonra teyplerle dinlenebilen kaset devri başladı. En sonunda CD ve MP3 furyası başlayınca kasetlerin papucu dama atıldı. Teknoloji gelişince müzik aletlerini taklit eden orglar çıktı. Cep telefonuyla bile kaliteli videolar çekilmeye başladı.
Ünlü bir ses sanatçısı olmanın yolu tesadüflere bağlıydı. Siz inşaatta harç kararken, tuğla taşırken, demir bağlarken türkü veya şarkı söylersiniz. Sesiniz ne kadar güzel olursa olsun; bir müzik yapımcısının dikkatini çekerseniz ünlü oluyordunuz. Bu da Milli Piyango'da büyük ikramiyenin size çıkması gibi bir şeydi.
Günümüzde ise ünlü bir ses sanatçısı olmanın yolu YouTube'dan geçiyor. Kendinizi şarkı, türkü söylerken videoya çekiyorsunuz ve YouTube'a yüklüyorsunuz. İzlenme sayısında patlama olursa: Ünlü oluyorsunuz.
Düğünlerde şarkı, türkü ve oyun havaları çalan piyanist şantörler bile YouTube sayesinde dünya çapında tanınır oldu.
Ne yazık ki sağlığında değeri bilinmeyen bazı ses sanatçılarımız vefat ettikten sonra YouTube sayesinde ünlü oldu.
Şimdi gelelim esas konuya: Sesiniz çok güzel. Söylediğiniz şarkı veya türkü de güzel. Ama teknik açıdan zayıfsa: Yaptığınız videonun müziği kulakları tırmalar.
Bazı şarkılar, türküler ve onlara ses veren sanatçılar vardır. Bunlar zaman geçtikçe yıllanmış şarap gibi değerlenir. Ama o eserler zamanla aşınır ve o sesi dinlemek zor olur.
Aşınmış eserleri teknik açıdan düzeltmek mümkündür.
İşte bu YouTube kanalı aşınmış eserlerin ses izlerini aslına sadık kalarak onarmaktadır.
Bu YouTube kanalının işi: Kötü olanı iyi, iyi olanı daha iyi, güzel olanı daha güzel yapmaktır.
Teknik açıdan en kaliteli müziği dinlemek, en kaliteli sinema filmini izlemek isterseniz: Lütfen YouTube kanalıma abone olunuz.
Eskiden şarkılar ve türküler plaklara kaydediliyor, gramofonlarla dinleniyordu. Sonra da plak çalan pikaplar piyasaya çıktı. Daha sonra teyplerle dinlenebilen kaset devri başladı. En sonunda CD ve MP3 furyası başlayınca kasetlerin papucu dama atıldı. Teknoloji gelişince müzik aletlerini taklit eden orglar çıktı. Cep telefonuyla bile kaliteli videolar çekilmeye başladı.
Ünlü bir ses sanatçısı olmanın yolu tesadüflere bağlıydı. Siz inşaatta harç kararken, tuğla taşırken, demir bağlarken türkü veya şarkı söylersiniz. Sesiniz ne kadar güzel olursa olsun; bir müzik yapımcısının dikkatini çekerseniz ünlü oluyordunuz. Bu da Milli Piyango'da büyük ikramiyenin size çıkması gibi bir şeydi.
Günümüzde ise ünlü bir ses sanatçısı olmanın yolu YouTube'dan geçiyor. Kendinizi şarkı, türkü söylerken videoya çekiyorsunuz ve YouTube'a yüklüyorsunuz. İzlenme sayısında patlama olursa: Ünlü oluyorsunuz.
Düğünlerde şarkı, türkü ve oyun havaları çalan piyanist şantörler bile YouTube sayesinde dünya çapında tanınır oldu.
Ne yazık ki sağlığında değeri bilinmeyen bazı ses sanatçılarımız vefat ettikten sonra YouTube sayesinde ünlü oldu.
Şimdi gelelim esas konuya: Sesiniz çok güzel. Söylediğiniz şarkı veya türkü de güzel. Ama teknik açıdan zayıfsa: Yaptığınız videonun müziği kulakları tırmalar.
Bazı şarkılar, türküler ve onlara ses veren sanatçılar vardır. Bunlar zaman geçtikçe yıllanmış şarap gibi değerlenir. Ama o eserler zamanla aşınır ve o sesi dinlemek zor olur.
Aşınmış eserleri teknik açıdan düzeltmek mümkündür.
İşte bu YouTube kanalı aşınmış eserlerin ses izlerini aslına sadık kalarak onarmaktadır.
Bu YouTube kanalının işi: Kötü olanı iyi, iyi olanı daha iyi, güzel olanı daha güzel yapmaktır.
Teknik açıdan en kaliteli müziği dinlemek, en kaliteli sinema filmini izlemek isterseniz: Lütfen YouTube kanalıma abone olunuz.
POPÜLER YAYINLAR
-
Severim ben seni candan içeri, Yolum ötmez bu erkandan içeri. Nere varır isem gönlüm dolusun, Seni nerde koyam bundan içeri. Beni sorman b...
-
Hor bakma sen toprağa, Toprakta neler yatar? Kani bunca evliya, Yüz bin Peygamber yatar. Cennette buğday yiyen, Gaflet gömleğin giyen, ...
-
İsmi Sübhan virdin mi var? Bahçelerde yurdun mu var? Bencileyin derdin mi var? Garip garip ötme bülbül. Ötme bülbül, ötme bülbül, Derdi der...
-
İşitin ey yarenler, kıymetli nesnedir aşk, Değmelere verilmez, hürmetli nesnedir aşk. Hem cefadır hem safa, Hamza'yı attı Kaf'a, Aş...
-
Miskinlikte buldular, kimde erlik var ise, Merdivenden ittiler, yüksekten bakar ise. Gönül yüksekte gezer, dembedem yoldan azar, Dış yüzüne...
-
İlim ilim bilmektir, ilim kendin bilmektir, Sen kendini bilmezsin, ya nice okumaktır? Okumaktan mana ne, kişi Hakkı bilmektir, Çün okudun...
-
Biz dünyadan gider olduk, kalanlara selam olsun, Bizim için hayır dua kılanlara selam olsun. Ecel büke belimizi, söyletmeye dilimizi, Hasta...
-
Ah nice bir uyursun, uyanmaz mısın? Göçtü kervan kaldık dağlar başında. Çağrışır tellallar inanmaz mısın? Göçtü kervan, kaldık dağlar başınd...
-
İşitin ey yarenler, aşk bir güneşe benzer, Aşkı olmayan gönül sanki bir taşa benzer. Taş gönülde ne biter, dilinde ağı tüter, Nice yumşak s...
-
Arayı arayı bulsam izini, İzinin tozuna sürsem yüzümü. Hak nasip eylese görsem yüzünü, Ya Muhammed canım arzular seni. Bir mübarek sefe...
11 yorum:
Tovbe Ya rabbım bu ne sapıklıktır.
Yunus Emre burada Bekâbillah mertebesine ermiştir.Onun büyüklüğünü çekemeyenler böyle söyler.Peygamber Efendimiz (sav) de çok sahih bir hadiste ''Beni gören Hakk'ı görmüştür.'' demiştir.
Yunus emre mkimki? çekilmeye.O da bir allahın kulu.yazdığı şiirlerden dolayı aptalca onu yüceltmeye gerek yok.
Allah'ın kullarına hitap edişini dile getiren ve günümüze kadar ulaşan bu şiir, kendini dindar sanan bazı yobazlar tarafından sapıklık olarak görülmüştür. Rivayete göre Molla Kasım, Yunus Emre'nin yüzlerce şiirini bu şiir yüzünden yakmıştır.
Lütfen yorum yapmadan önce şiiri dikkatle okuyun. Burada yayınlanan Yunus Emre şiirleri bir ömürlük çalışmanın ürünüdür. Ne yazık ki bazı kardeşlerimiz beni kafir, müfteri gibi sözcükler kullanarak üzüyor. "Yunus Emre ne zaman şunu dedi, ne zaman şunu dedi?" gibi soruların muhatabı oluyorum.
Ben araştırdığım cönklerde, kitaplarda ne varsa onu aktarıyorum. Edebiyat derslerine giren gençlerimize yardımcı olabilmek için: Şiirin aslı ile birlikte aslını bozmadan Türkçeleşmiş halini de vermeye çalışıyorum.
Beni eleştiren hocalarımıza diyorum ki: Benim de gözden kaçmış yanlışlarım olabilir. Hatasız kul olmaz. Bir yanlışım varsa, biliyorsanız doğrusunu siz söyleyin. Bilmiyorsanız susun ve Yunus Emre'yi okuyun.
Yunus Emre hakkında araştırma yapmak isteyenlere İstanbul Fatih Kütüphanesini öneriyorum.
Canlar çeviri başlığında hata var !
onun içün insanlar Yunus'u yanlış anlıyor.
orjinal divanda başlık şöyledir!!!
Allah iyder! ey kullarım lutf edici subhan benem ... her kıtaya bu başlığı bırakın lütfen. el yazması divanı bende mevcut...
Beyitlerin başlangıcı şöyledir!!
Allah iyder ey kullarım ile devam eder ...
Beyitler, Allah iyder ey kullarım ile başlar. burda çeviri hatası yapılmış. orjinal el yazma divanı bende ...
Soytarı sen bi önce Yunus enre hazretlerini eleştireceğine önce Hz ALLAH cc adını küçük harflerle yazılmayacağını öğren bana göre sen insan bile degilsin sen şeytanın çocuğusun
Öncelikle merhaba, orjinal şirrin fotoğraflarını atabilir misiniz
Eski hamur yapraklı olduğu için, dökülüyordu. Bütün divanın çevirisini yaptım. Emniyet personelleri aracılığıyla müzeye gönderdim. Teslim edildi mi, edilmedimi artık bilmem.
Çoğunlukla beyitler ezberimde. Takıldığınız yerlerde, size orijinal halini yazar, izah ederim...
Yorum Gönder