EZELİ BU AŞKI BEN BU MÜLKE SÜRÜP GELDİM
Ezeli bu aşkı ben, bu mülke sürüp geldim,
Bir idim orda şeksiz, uş yine bire geldim.
O birin nuru bana göründü er yüzünden,
Can göz ile o nuru ben burda sora geldim.
O nuru göreliden unuttum kendözümü,
Sanasın Musa benim, hacete Tur'a geldim.
Tur-ı münacat bana durduğum yerde olur,
Benim bugün Bayezid uş gizli sırra geldim.
Ezel benim ilimdir, Elest benim yolumdur,
Ezel ile Elest'i ben bunda göre geldim.
Ben ezelden var idim, maşuk ile yar idim,
Hak dünyaya gönderdi, alemi göre geldim.
Çün gökden yere yağdım, yerden göğe çok ağdım,
Adem donun donandım, devranım süre geldim.
Et ve deri büründüm, geldim size göründüm,
Adımı adem kodum, ondan zuhura geldim.
Aşk esritti canımı, uş Enel Hak dedirir,
Korku gitti gönlümden, Mansur'um dara geldim.
Aşktan dertli olana, dermanım vardır benim,
Aşk sayrısı olana, erkandır sora geldim.
Mecnun kadehin aldım, Leyla gönlüne daldım,
Çün Hakk'ı ayan bildim, ondan sınıra geldim.
Bundan böylesi bil ki padişah iklîmidir,
Dört yanım didar oldu, gör ne hub yere geldim.
Bana bu aşk dolalı, adım Yunus olalı,
Ayan oldu padişah, kulum şükrane geldim.
Yunus Emre
(Şiirin aslı)
Ezelî bu ‘ışkı ben bu mülke sürüp geldüm
Biridüm anda şeksüz uş yine bire geldüm
Ol birün nûrı bana göründi er yüzünden
Cân gözile ol nûrı ben bunda sora geldüm
Ol nûrı göreliden unıtdum kendözümi
Sanasın Mûsâ benem hâcete Tûr'a geldüm
Tûr-ı münâcât bana turdugum yirde olur
Benem bugün Bâyezîd uş gizlü sırra geldüm
Ezel benüm ilümdür Elest benüm yolumdur
Ezelile Elest'i ben bunda göre geldüm
Ben ezelden varıdum ma'şûkıla yârıdum
Hak beni viribidi âlemi göre geldüm
Çün gökden yire yagdum yirden göge çok agdum
Âdem tonın tonandum devrânum süre geldüm
Et ü deri büründüm geldüm size göründüm
Adumı âdem kodum andan zuhûra geldüm
‘Işk esritdi cânumı uş Ene'l-Hak didürür
Korku gitdi gönlümden Mansûr'am dâra geldüm
‘Işkdan dertlü olana dermânum vardur benüm
‘Işk sayrusı olana erkândur sora geldüm
Mecnûn kadehin aldum Leylî gönline taldum
Çün Hakk'ı ‘ıyân bildüm andan sınura geldüm
Bundan böylesi bilgil pâdişâh iklîmidür
Dört yanum dîdâr oldı gör ne hûb yire geldüm
Bana bu ‘ışk tolalı adum Yûnus olalı
‘Iyân oldı pâdişâh kulam şükrâne geldüm
Yunus Emre
Derleme ve yorum: Zeki Çağlar
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
MÜZİK
Kulaklarımıza hoş gelen ölçülü ve uyumlu seslere müzik denir. Saz, keman, cümbüş, darbuka, klarnet ve piyano vs gibi ögelere de müzik aleti denir. Müzik aletlerinin uyumuyla şarkı veya türkü söyleyen kişiye ses sanatçısı denir.
Eskiden şarkılar ve türküler plaklara kaydediliyor, gramofonlarla dinleniyordu. Sonra da plak çalan pikaplar piyasaya çıktı. Daha sonra teyplerle dinlenebilen kaset devri başladı. En sonunda CD ve MP3 furyası başlayınca kasetlerin papucu dama atıldı. Teknoloji gelişince müzik aletlerini taklit eden orglar çıktı. Cep telefonuyla bile kaliteli videolar çekilmeye başladı.
Ünlü bir ses sanatçısı olmanın yolu tesadüflere bağlıydı. Siz inşaatta harç kararken, tuğla taşırken, demir bağlarken türkü veya şarkı söylersiniz. Sesiniz ne kadar güzel olursa olsun; bir müzik yapımcısının dikkatini çekerseniz ünlü oluyordunuz. Bu da Milli Piyango'da büyük ikramiyenin size çıkması gibi bir şeydi.
Günümüzde ise ünlü bir ses sanatçısı olmanın yolu YouTube'dan geçiyor. Kendinizi şarkı, türkü söylerken videoya çekiyorsunuz ve YouTube'a yüklüyorsunuz. İzlenme sayısında patlama olursa: Ünlü oluyorsunuz.
Düğünlerde şarkı, türkü ve oyun havaları çalan piyanist şantörler bile YouTube sayesinde dünya çapında tanınır oldu.
Ne yazık ki sağlığında değeri bilinmeyen bazı ses sanatçılarımız vefat ettikten sonra YouTube sayesinde ünlü oldu.
Şimdi gelelim esas konuya: Sesiniz çok güzel. Söylediğiniz şarkı veya türkü de güzel. Ama teknik açıdan zayıfsa: Yaptığınız videonun müziği kulakları tırmalar.
Bazı şarkılar, türküler ve onlara ses veren sanatçılar vardır. Bunlar zaman geçtikçe yıllanmış şarap gibi değerlenir. Ama o eserler zamanla aşınır ve o sesi dinlemek zor olur.
Aşınmış eserleri teknik açıdan düzeltmek mümkündür.
İşte bu YouTube kanalı aşınmış eserlerin ses izlerini aslına sadık kalarak onarmaktadır.
Bu YouTube kanalının işi: Kötü olanı iyi, iyi olanı daha iyi, güzel olanı daha güzel yapmaktır.
Teknik açıdan en kaliteli müziği dinlemek, en kaliteli sinema filmini izlemek isterseniz: Lütfen YouTube kanalıma abone olunuz.
Eskiden şarkılar ve türküler plaklara kaydediliyor, gramofonlarla dinleniyordu. Sonra da plak çalan pikaplar piyasaya çıktı. Daha sonra teyplerle dinlenebilen kaset devri başladı. En sonunda CD ve MP3 furyası başlayınca kasetlerin papucu dama atıldı. Teknoloji gelişince müzik aletlerini taklit eden orglar çıktı. Cep telefonuyla bile kaliteli videolar çekilmeye başladı.
Ünlü bir ses sanatçısı olmanın yolu tesadüflere bağlıydı. Siz inşaatta harç kararken, tuğla taşırken, demir bağlarken türkü veya şarkı söylersiniz. Sesiniz ne kadar güzel olursa olsun; bir müzik yapımcısının dikkatini çekerseniz ünlü oluyordunuz. Bu da Milli Piyango'da büyük ikramiyenin size çıkması gibi bir şeydi.
Günümüzde ise ünlü bir ses sanatçısı olmanın yolu YouTube'dan geçiyor. Kendinizi şarkı, türkü söylerken videoya çekiyorsunuz ve YouTube'a yüklüyorsunuz. İzlenme sayısında patlama olursa: Ünlü oluyorsunuz.
Düğünlerde şarkı, türkü ve oyun havaları çalan piyanist şantörler bile YouTube sayesinde dünya çapında tanınır oldu.
Ne yazık ki sağlığında değeri bilinmeyen bazı ses sanatçılarımız vefat ettikten sonra YouTube sayesinde ünlü oldu.
Şimdi gelelim esas konuya: Sesiniz çok güzel. Söylediğiniz şarkı veya türkü de güzel. Ama teknik açıdan zayıfsa: Yaptığınız videonun müziği kulakları tırmalar.
Bazı şarkılar, türküler ve onlara ses veren sanatçılar vardır. Bunlar zaman geçtikçe yıllanmış şarap gibi değerlenir. Ama o eserler zamanla aşınır ve o sesi dinlemek zor olur.
Aşınmış eserleri teknik açıdan düzeltmek mümkündür.
İşte bu YouTube kanalı aşınmış eserlerin ses izlerini aslına sadık kalarak onarmaktadır.
Bu YouTube kanalının işi: Kötü olanı iyi, iyi olanı daha iyi, güzel olanı daha güzel yapmaktır.
Teknik açıdan en kaliteli müziği dinlemek, en kaliteli sinema filmini izlemek isterseniz: Lütfen YouTube kanalıma abone olunuz.
POPÜLER YAYINLAR
-
Severim ben seni candan içeri, Yolum ötmez bu erkandan içeri. Nere varır isem gönlüm dolusun, Seni nerde koyam bundan içeri. Beni sorman b...
-
Hor bakma sen toprağa, Toprakta neler yatar? Kani bunca evliya, Yüz bin Peygamber yatar. Cennette buğday yiyen, Gaflet gömleğin giyen, ...
-
İsmi Sübhan virdin mi var? Bahçelerde yurdun mu var? Bencileyin derdin mi var? Garip garip ötme bülbül. Ötme bülbül, ötme bülbül, Derdi der...
-
İşitin ey yarenler, kıymetli nesnedir aşk, Değmelere verilmez, hürmetli nesnedir aşk. Hem cefadır hem safa, Hamza'yı attı Kaf'a, Aş...
-
İlim ilim bilmektir, ilim kendin bilmektir, Sen kendini bilmezsin, ya nice okumaktır? Okumaktan mana ne, kişi Hakkı bilmektir, Çün okudun...
-
Miskinlikte buldular, kimde erlik var ise, Merdivenden ittiler, yüksekten bakar ise. Gönül yüksekte gezer, dembedem yoldan azar, Dış yüzüne...
-
Biz dünyadan gider olduk, kalanlara selam olsun, Bizim için hayır dua kılanlara selam olsun. Ecel büke belimizi, söyletmeye dilimizi, Hasta...
-
Ah nice bir uyursun, uyanmaz mısın? Göçtü kervan kaldık dağlar başında. Çağrışır tellallar inanmaz mısın? Göçtü kervan, kaldık dağlar başınd...
-
İşitin ey yarenler, aşk bir güneşe benzer, Aşkı olmayan gönül sanki bir taşa benzer. Taş gönülde ne biter, dilinde ağı tüter, Nice yumşak s...
-
Arayı arayı bulsam izini, İzinin tozuna sürsem yüzümü. Hak nasip eylese görsem yüzünü, Ya Muhammed canım arzular seni. Bir mübarek sefe...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder