ÇALAP ADEM CİSMİNİ TOPRAKTAN VAR EYLEDİ
Çalap Adem cismini topraktan var eyledi,
Şeytan geldi Adem'e tapmağa ar eyledi.
Dedi ben oddan nurdan, o bir avuç topraktan,
Bilmedi ki kim Adem için gevher eyledi.
Zahir gördü Adem’in batınına bakmadı,
Bilmedi kim Adem'i halkı sever eyledi.
Kırk yıl kalıbı yattı, adı alemi tuttu,
Gör şeytan buğzundan ne fitneler eyledi.
Adem toprak yatmıştı, at alemi tutmuştu,
Fikrine bak İblis’in yani hüner eyledi.
O yürüyen atları sürdü Adem üstüne,
Adem'in mekr irgürüp yani zafer eyledi.
Adem’in göbeğinden Çalap yarattı onu,
Vaff deyip dura geldi onlar güzar eyledi.
Çün gitti Adem ahdi yetti Musa'nın vakti,
İblîs'e işbu işler yavlak eser eyledi.
Musa gönüldü Tûr'a Hak'la münacat kıla,
Gördü ki bir su akar Musa nazar eyledi.
Musa dedi göreyim, bu su ne yerden gelir,
Ger böyle akar ise zır ve zeber eyledi.
İleri vardı Musa, lain oturmuş ağlar,
Gözünün yaşı imiş, o su pınar eyledi.
Musa dedi laine, ağladığın nedendir,
Nideyim ağlamadan der işim zar eyledi.
Mukarrebdim Musa, ben o Hakk’ın dergahında,
Götürdü vurdu yere işimi şer eyledi.
Sen bilmez misin Musa ben neden ayrıldığım,
Şunlar öğüme düştü beni humar eyledi.
Çalap’tan erdi nida hani emanet dedi,
O nidaya canını Musa nisar eyledi.
Var değil mi ya Musa rahmet eylesin bana,
Tövbe kılıp işine hoş istigfar eyledi.
Musa erdi hacete, Hakk ile münacata,
Unuttu emaneti söz muhtasar eyledi.
Musa geldi laine dedi Hakk’ın buyruğun,
Secdeyi işitince döndü inkar eyledi.
Ben ondan umar idim derdime derman kıla,
Çok artırdı derdimi yani timar eyledi.
Ben eğer tapsam ona, o vaktin tapar idim,
Şimdi hod toprak olup zır ü zeber eyledi.
Adem İblis kim ola, işi işleten Çalap,
Ayı günü yaratıp gece gündüz eyledi.
Mana nedir İblis'ten, cahilik kamu bizden,
Ne duydun işbu sözden, sırrı esrar eyledi.
Çalap ey der şu kula, inayet benden ola,
Ne Şeytan azdırırsar, ne kimse kar eyledi.
Altı bin yedi yüz yıldan geçen Adem'i,
Dile getirdi Yunus, sözü tekrar eyledi.
Yunus Emre
(Şiirin aslı)
Çalap Âdem cismini toprakdan var eyledi
Şeytân geldi Âdem'e tapmaga ‘âr eyledi
Eydür ben oddan nûrdan ol bir avuç toprakdan
Bilmedi kim Âdem'ün için gevher eyledi
Zâhir gördi Âdem'ün bâtınına bakmadı
Bilmedi kim Âdem'i halka server eyledi
Kırk yıl kalıbı yatdı adı ‘âlemi tutdı
Gör şeytânı bugzından ne fitneler eyledi
Âdem toprak yatmışdı at âlemi dutmışdı
Fikrine bak İblîs'ün ya'ni hüner eyledi
Ol yüriyen atları sürdi Âdem üstine
Âdem'e mekr irgürüp ya'ni zafer eyledi
Âdem'ün göbeginden Çalap yaratdı anı
Vaff diyüp turı geldi anlar güzer eyledi
Çün gitdi Âdem ‘ahdi yetdi Mûsâ'nın vaktı
İblîs'e işbu işler yavlak eser eyledi
Mûsâ gönüldi Tûr'a Hak'la münâcât kıla
Gördi kim bir su akar Mûsâ nazar eyledi
Mûsâ eydür göreyin bu su ne yirden gelür
Ger böyle akarısa zîr ü zeber eyledi
İlerü vardı Mûsâ la‘în oturmış aglar
Gözinün yaşıyımış ol su bınar eyledi
Mûsâ sordı la‘îne agladugun nedendür
N'ideyim aglamadın dir işüm zâr eyledi
Mukarrrebdüm Mûsâ ben ol Hakk'un dergâhında
Götürdi urdı yire işümi şer eyledi
Sen bilmez misin Mûsâ ben neden ayrıldugum
Şunlar ögüme düşdi beni humâr eyledi
Vargıl digil yâ Mûsâ rahmet eylesün bana
Tevbe kılup işine hoş istigfâr eyledi
Mûsâ irdi hâcete Hakk'ıla münâcâta
Unutdı emâneti söz muhtasâr eyledi
Hak Mûsâ'ya eyitdi unutdun emâneti
Ol nidâya cânını Mûsâ nisâr eyledi
Vargıl digil yâ Mûsâ rahmet ideyim ana
Secde itsün Âdem'e çün istigfâr eyledi
Mûsâ geldi la‘îne didi Hakk'un buyrugın
Secdeyi işidicek döndi inkâr eyledi
Ben andan umarıdum derdüme dermân kıla
Dahı arturdı derdüm ya‘ni tîmâr eyledi
Ben eger tapsam ana ol vaktin taparıdum
Şimdi hod toprak olup zîr ü zeber eyledi
Âdem İblîs kim ola işi işleden Çalap
Ayı güni yaradup leyl ü nehâr eyledi
Ma‘nî nedür İblîsden câhillik kamu bizden
Ne duydun iş bu sözden sırrı esrâr eyledi
Çalap eydür şol kula ‘inâyet benden ola
Ne şeytân azdurısar ne kimse kâr eyledi
Altı bin yidi yüzi yıldan geçen Âdem'i
Dile getürdi Yûnus söz muhtasâr eyledi
Yunus Emre
Derleme ve yorum: Zeki Çağlar
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
MÜZİK
Kulaklarımıza hoş gelen ölçülü ve uyumlu seslere müzik denir. Saz, keman, cümbüş, darbuka, klarnet ve piyano vs gibi ögelere de müzik aleti denir. Müzik aletlerinin uyumuyla şarkı veya türkü söyleyen kişiye ses sanatçısı denir.
Eskiden şarkılar ve türküler plaklara kaydediliyor, gramofonlarla dinleniyordu. Sonra da plak çalan pikaplar piyasaya çıktı. Daha sonra teyplerle dinlenebilen kaset devri başladı. En sonunda CD ve MP3 furyası başlayınca kasetlerin papucu dama atıldı. Teknoloji gelişince müzik aletlerini taklit eden orglar çıktı. Cep telefonuyla bile kaliteli videolar çekilmeye başladı.
Ünlü bir ses sanatçısı olmanın yolu tesadüflere bağlıydı. Siz inşaatta harç kararken, tuğla taşırken, demir bağlarken türkü veya şarkı söylersiniz. Sesiniz ne kadar güzel olursa olsun; bir müzik yapımcısının dikkatini çekerseniz ünlü oluyordunuz. Bu da Milli Piyango'da büyük ikramiyenin size çıkması gibi bir şeydi.
Günümüzde ise ünlü bir ses sanatçısı olmanın yolu YouTube'dan geçiyor. Kendinizi şarkı, türkü söylerken videoya çekiyorsunuz ve YouTube'a yüklüyorsunuz. İzlenme sayısında patlama olursa: Ünlü oluyorsunuz.
Düğünlerde şarkı, türkü ve oyun havaları çalan piyanist şantörler bile YouTube sayesinde dünya çapında tanınır oldu.
Ne yazık ki sağlığında değeri bilinmeyen bazı ses sanatçılarımız vefat ettikten sonra YouTube sayesinde ünlü oldu.
Şimdi gelelim esas konuya: Sesiniz çok güzel. Söylediğiniz şarkı veya türkü de güzel. Ama teknik açıdan zayıfsa: Yaptığınız videonun müziği kulakları tırmalar.
Bazı şarkılar, türküler ve onlara ses veren sanatçılar vardır. Bunlar zaman geçtikçe yıllanmış şarap gibi değerlenir. Ama o eserler zamanla aşınır ve o sesi dinlemek zor olur.
Aşınmış eserleri teknik açıdan düzeltmek mümkündür.
İşte bu YouTube kanalı aşınmış eserlerin ses izlerini aslına sadık kalarak onarmaktadır.
Bu YouTube kanalının işi: Kötü olanı iyi, iyi olanı daha iyi, güzel olanı daha güzel yapmaktır.
Teknik açıdan en kaliteli müziği dinlemek, en kaliteli sinema filmini izlemek isterseniz: Lütfen YouTube kanalıma abone olunuz.
Eskiden şarkılar ve türküler plaklara kaydediliyor, gramofonlarla dinleniyordu. Sonra da plak çalan pikaplar piyasaya çıktı. Daha sonra teyplerle dinlenebilen kaset devri başladı. En sonunda CD ve MP3 furyası başlayınca kasetlerin papucu dama atıldı. Teknoloji gelişince müzik aletlerini taklit eden orglar çıktı. Cep telefonuyla bile kaliteli videolar çekilmeye başladı.
Ünlü bir ses sanatçısı olmanın yolu tesadüflere bağlıydı. Siz inşaatta harç kararken, tuğla taşırken, demir bağlarken türkü veya şarkı söylersiniz. Sesiniz ne kadar güzel olursa olsun; bir müzik yapımcısının dikkatini çekerseniz ünlü oluyordunuz. Bu da Milli Piyango'da büyük ikramiyenin size çıkması gibi bir şeydi.
Günümüzde ise ünlü bir ses sanatçısı olmanın yolu YouTube'dan geçiyor. Kendinizi şarkı, türkü söylerken videoya çekiyorsunuz ve YouTube'a yüklüyorsunuz. İzlenme sayısında patlama olursa: Ünlü oluyorsunuz.
Düğünlerde şarkı, türkü ve oyun havaları çalan piyanist şantörler bile YouTube sayesinde dünya çapında tanınır oldu.
Ne yazık ki sağlığında değeri bilinmeyen bazı ses sanatçılarımız vefat ettikten sonra YouTube sayesinde ünlü oldu.
Şimdi gelelim esas konuya: Sesiniz çok güzel. Söylediğiniz şarkı veya türkü de güzel. Ama teknik açıdan zayıfsa: Yaptığınız videonun müziği kulakları tırmalar.
Bazı şarkılar, türküler ve onlara ses veren sanatçılar vardır. Bunlar zaman geçtikçe yıllanmış şarap gibi değerlenir. Ama o eserler zamanla aşınır ve o sesi dinlemek zor olur.
Aşınmış eserleri teknik açıdan düzeltmek mümkündür.
İşte bu YouTube kanalı aşınmış eserlerin ses izlerini aslına sadık kalarak onarmaktadır.
Bu YouTube kanalının işi: Kötü olanı iyi, iyi olanı daha iyi, güzel olanı daha güzel yapmaktır.
Teknik açıdan en kaliteli müziği dinlemek, en kaliteli sinema filmini izlemek isterseniz: Lütfen YouTube kanalıma abone olunuz.
POPÜLER YAYINLAR
-
Severim ben seni candan içeri, Yolum ötmez bu erkandan içeri. Nere varır isem gönlüm dolusun, Seni nerde koyam bundan içeri. Beni sorman b...
-
Hor bakma sen toprağa, Toprakta neler yatar? Kani bunca evliya, Yüz bin Peygamber yatar. Cennette buğday yiyen, Gaflet gömleğin giyen, ...
-
İsmi Sübhan virdin mi var? Bahçelerde yurdun mu var? Bencileyin derdin mi var? Garip garip ötme bülbül. Ötme bülbül, ötme bülbül, Derdi der...
-
İşitin ey yarenler, kıymetli nesnedir aşk, Değmelere verilmez, hürmetli nesnedir aşk. Hem cefadır hem safa, Hamza'yı attı Kaf'a, Aş...
-
İlim ilim bilmektir, ilim kendin bilmektir, Sen kendini bilmezsin, ya nice okumaktır? Okumaktan mana ne, kişi Hakkı bilmektir, Çün okudun...
-
Miskinlikte buldular, kimde erlik var ise, Merdivenden ittiler, yüksekten bakar ise. Gönül yüksekte gezer, dembedem yoldan azar, Dış yüzüne...
-
Biz dünyadan gider olduk, kalanlara selam olsun, Bizim için hayır dua kılanlara selam olsun. Ecel büke belimizi, söyletmeye dilimizi, Hasta...
-
Ah nice bir uyursun, uyanmaz mısın? Göçtü kervan kaldık dağlar başında. Çağrışır tellallar inanmaz mısın? Göçtü kervan, kaldık dağlar başınd...
-
İşitin ey yarenler, aşk bir güneşe benzer, Aşkı olmayan gönül sanki bir taşa benzer. Taş gönülde ne biter, dilinde ağı tüter, Nice yumşak s...
-
Arayı arayı bulsam izini, İzinin tozuna sürsem yüzümü. Hak nasip eylese görsem yüzünü, Ya Muhammed canım arzular seni. Bir mübarek sefe...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder